27 Eylül 2014 Cumartesi

Sonbahar

Tütün sarısına dönüşürken her nefeste,
Baharların çiçek kokulu gökkuşağı yeşili,
Tutsak bir yarımıza inat,
Başka iklimlere göç hazırlığında,
Diğer yarımız.
Kanatlarımız kucaklar,
Onca yaşanmışlığın hatırına,
Günden arta kalan geceyi.

Yaşamak diyorduk zaman alıcı bir şeydi
Günler hüzünden biter geceye dönerdi
Birer elma şekeriydi çaldıklarımız
Güz kokulu gülümseyişlerden acımasız.
Galiba bitti dedikçe başlayanlardandı,
Kaplumbağa hızında yaşadıklarımız,
Kanat çırpışlarımızdı sonsuza, aşklarımız.

Sarıp sarmalanmış anılarımız var şimdi
Yorgun kanatlardan yitip giden tüy misali
Rüzgarın gölgesinde salınıp yalpalayan
Yağmur bulutlarıyla bir var olup kaybolan.

7 Eylül 2014 Pazar

Buse

Sessizliğine inat gecenin
Bir ağustos böceği senfonisinde
Adını arşınlıyorum
Oysa aylardan Eylül
Yitip gidiyor gözlerimden baharlar
Rüzgar çarpıyor anıları acımasızca
Bir aynada binlerce parçalanan yanıma…

Aysız ve yıldızsız gecenin kıyısında,
Çıplak ayak izlerinin peşindeyim yar…
Dilimde eskilerden bir şarkı
“Bende kar yangınları sende göç hazırlığı..”
Işıldayıp kaybolan köpüklerinde dalganın
Silinip gidiyor sevda sözcükleri
Teklifsiz…tesellisiz…

Sevgilinin dudağından çalınan
Buse hızında geçiyor zaman,
Yaşanan her şeyin hükmü
Bir kar tanesi hüznünde saklı.
Bitiyor güzelliği,
Siliniyor sihri,
Toprağı koklayıp öptüğünde,
Pervasız dans ederken gökyüzünde.
Eriyip gidiyor sevda düşleri

Habersiz…sessiz…