19 Mayıs 2016 Perşembe

Begonvil

Bir düşün orta yerinde,
Kaçıyor uykum gecenin sensiz yanına.
Sızıyorum kirpiklerinin ucundan,
Çiy tanesi sessizliğince,
Dudaklarına.

Soluk sarı ışıklar karışıyor
Geniş caddelerin ıslak kaldırım taşlarına
Bir adım bin ses yankısı kulaklarımda
Dolduruyor yokluğunun nefesi geceyi
Boğuluyorum gri bulutlarında bu kentin.

Bir gelincik şafağı gözlüyorum
Yemyeşil kırlarda açan kıpkırmızı.
Beyaz papatyalarda geziniyor ellerim
Saçların uçuşuyor parmak uçlarımda
Öpüyorum usulca her bir telinden
Dokunuyor alnıma rüzgarla nefesin .

Geceye takılı kalmış zamansız bir saatin
Tik takları ile salınmakta sensizlik
Alarm sesi karışıyor tütün sarısı bulutlara
Almak ile vermek arasında bi yerde
Nefesim karışıyor sonra, unutuyorum
Sen düşüyorsun dilimin ucuna
Aklım portakal çiçeği kokularına karışıyor
Tüm gökyüzü karışıyor içimde bi yerde
Begonviller arasına saklanıyor gece.

Begonvilleri seviyorum.
Yeşilden beyaza dönen saflığını
Kırmızıya dönen aşkını
Mor yapraklar arasına saklanmış
Utangaç küçük beyaz çiçeklerini seviyorum.


Uyumak istiyorum şimdi yeniden
Çekip dizlerimi karnıma
Kollarım koynumda
Rahminde karanlık gecenin
Ve bir çiy tanesi sessizliğinde
Ansızın.



/ Begonvil

30 Nisan 2016 Cumartesi

DÜŞ İZİ

Günlerden geçiyordum.
Yağmurun sesi karışıyordu geceye,
Bir de ben, ıslak kentin sokaklarında.
Son yaprağı seviyor diye biten,
Bir beyaz papatyaydı dün.
Senden geçemiyordum, sonrası hüzün.
Islanıyordum.

Her şeyden geçiyordum…
Yollardan geçiyordum,
Ucu bucağı olmayan,
Ucunda sen olmayan.
Yağmur diniyordu bulutsuzluktan.
Kurak bozkırlardan geçiyordum,
Aklımda bir düş izi,
Bi alana bi bedava gibiydi hayat.
Alamıyordum.

Bir elma, kırmızı ve bir diş izi,
Ben izlerden geçiyordum,
Parmaklarından akarak,
Avuçlarıma dolmaktaydı zaman.
Bir martı çığlığında,
Bir beyaz gülümseyiş eşliğinde,
Öpüyordum parmak uçlarından.
Günlerden geçiyordum.
Anlatamıyordum.

24 Haziran 2015 Çarşamba

Bazen

Bazen…
Hüzün yağar özlemle karışık düşlerimden
Damla damla vurur yüreğime sensizlik
Yokluğun süzülüp akar yanağımdan
Avuçlarımda birikir külleri sensiz yılların.

Ne güneşi dilerim
Beyazdan siyaha dönüşen bir denizin
Çakıl taşlarıyla çevrili kıyısında.
Ne de seni…
Tükenip gider hayat,
Üzüm tanesi gözlerinin derinlerinde.
Bir de acısı dudağımda tütünün, sarı.
Dilimdeyken anıların en tatlıları…

İşte o anlarda,
Sığınağım, saçlarının gölgesi olur.
Gözlerinin yangınından kor düştükçe,
Arta kalan yüreğime.


29 Mart 2015 Pazar

Hasretinde

Bir yağmur tanesi saflığınca
Yapışıp rüzgârın eteğine
Düşüyorum bulutlardan
Hasretinde bir avuç toprağın…

Ellerim sevdasında ellerinin.
Tutunabilseydi bir kuşun kanadına,
Düş hasatına kadar beklerdi gözlerinde.

Arafta kesişti yollarımızın umarsız yanı,
Kör bıçak sırtında ve mevsim sonbahardı.
Gelincik yaprağında kan kırmızıydım ben,
Hasretinde ilkbaharın, ki zamansızdı…

Begonviller açardı her bir parmağında
Çok severdim bir dudak mesafesinde
Salkım salkımdı zamanın renk ahengi sesin
Bir gün biteceğini bilerek dinlerdim
Çınlamasını kulaklarımdayken gülüşlerin
Sen çekimine kapılıp giderdi nefesim
Hasretinde, bitimsiz tek bir an’ın…

Sen çekimine kapılmış yağmur tanesi ağırlığınca,
Düşüyorum toprağa, hasretinde bir vuslatın.

Hasan Ekrem


27 Eylül 2014 Cumartesi

Sonbahar

Tütün sarısına dönüşürken her nefeste,
Baharların çiçek kokulu gökkuşağı yeşili,
Tutsak bir yarımıza inat,
Başka iklimlere göç hazırlığında,
Diğer yarımız.
Kanatlarımız kucaklar,
Onca yaşanmışlığın hatırına,
Günden arta kalan geceyi.

Yaşamak diyorduk zaman alıcı bir şeydi
Günler hüzünden biter geceye dönerdi
Birer elma şekeriydi çaldıklarımız
Güz kokulu gülümseyişlerden acımasız.
Galiba bitti dedikçe başlayanlardandı,
Kaplumbağa hızında yaşadıklarımız,
Kanat çırpışlarımızdı sonsuza, aşklarımız.

Sarıp sarmalanmış anılarımız var şimdi
Yorgun kanatlardan yitip giden tüy misali
Rüzgarın gölgesinde salınıp yalpalayan
Yağmur bulutlarıyla bir var olup kaybolan.

7 Eylül 2014 Pazar

Buse

Sessizliğine inat gecenin
Bir ağustos böceği senfonisinde
Adını arşınlıyorum
Oysa aylardan Eylül
Yitip gidiyor gözlerimden baharlar
Rüzgar çarpıyor anıları acımasızca
Bir aynada binlerce parçalanan yanıma…

Aysız ve yıldızsız gecenin kıyısında,
Çıplak ayak izlerinin peşindeyim yar…
Dilimde eskilerden bir şarkı
“Bende kar yangınları sende göç hazırlığı..”
Işıldayıp kaybolan köpüklerinde dalganın
Silinip gidiyor sevda sözcükleri
Teklifsiz…tesellisiz…

Sevgilinin dudağından çalınan
Buse hızında geçiyor zaman,
Yaşanan her şeyin hükmü
Bir kar tanesi hüznünde saklı.
Bitiyor güzelliği,
Siliniyor sihri,
Toprağı koklayıp öptüğünde,
Pervasız dans ederken gökyüzünde.
Eriyip gidiyor sevda düşleri

Habersiz…sessiz…

12 Haziran 2014 Perşembe

Tevafuk

Artık söz çıktı ben’den sen oldu,
Feleğin çarkında bir dem oldu.
Aşka bulandı yeryüzü,
Dört bir yan bir ayna,
Aynada sen,
Adem d’oldu.

Gönül kovanı ve bal yapan bir arı,
Sevda yüklü dil tadınca saf ve arı.
Aşka bulandı Adem,
Her yanda gül kokusu,
Kokuda sen,
Aşkın n’arı.

Bir düş göreceğim yarın gece hayra yorula,
Gönlü yar ile bir olanın yüreği nasıl yorula?
Aşka bulandı adın,
Her nefes bir dua,
Duada sen,
Hayr’ola.